"2008'DE BÜYÜME % 4,5 CİVARINDA OLUR" |
ANKARA - Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, büyüme için bu yıl yüzde 5,5 öngördüklerini anımsatarak, "Muhtemelen bu 5,5 olmaz, 4,5 civarında bir şey olur. Önümüzdeki seneler için de Türkiye standartlarında makul sayılabilecek 5-6 civarında bir büyüme olur" dedi.
NTV ve CNBC-e ortak yayınına katılan Şimşek, faiz dışı fazla hedefinin yüzde 3,5'e çekilmesi konusunda bir soru üzerine ise, "Projelerin finansmanı için önceki hedefe oranla bir miktar gevşemeyi son derece makul görmek lazım" diye konuştu.
2008 sonu itibariyle ülkeye doğrudan yabancı yatırım girişine yönelik soru üzerine de Şimşek, sermaye hesabı kaleminin, kolay tahmin edilebilir bir hesap olmadığını vurgulayarak, bu konuda resmi bir rakamın bulunmadığını ancak tahmini olarak 14-16 milyar dolar yabancı doğrudan yatırımın gelmesini beklediklerini söyledi. Şimşek, "Geçen seneye göre bu bir düşüşü ifade ediyor. Bu da son derece normal çünkü geçen sene dünya ekonomisine ilişkin beklentiler çok farklıydı. Türkiye'nin siyasi görünümü çok farklıydı. Dolayısıyla daha zorlu bir dönemdeyiz" dedi.
|
 |
NEW YORK BORSASI YÜKSELDİ |
New York Menkul Değerler Borsası, kapanışta yükseldi. Borsanın temel göstergesi olan Dow Jones endeksi, 51,29 puan artarak günü 13,020.83 puandan kaparken, teknoloji endeksi Nasdaq da 19,19 puan çıkarak 2,483.31 puana yükseldi.
06.05.2008 - 23:27:00  |
 |
PETROL OFİSİ, 40,8 MİLYON YTL ZARAR AÇIKLADI |
Petrol Ofisi A.Ş, yılın ilk çeyreğinde 40 milyon 831 bin 983 YTL zarar açıkladı.
06.05.2008 - 22:55:00  |
 |
ÇAĞLAYAN: OTOMOTİVDE ÜRETİMİN ÜSSÜ NOKTASINA GELDİK |
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, ''Türkiye'nin otomotiv sektöründe dünyanın üretim üssü olma noktasına geldiğini'' söyledi.
06.05.2008 - 22:18:00  |
 |
- 2008 YILI 2. YARIYIL PİYASA BEKLENTİLERİ
- TÜRKİYE-KAZAKİSTAN KEK PROTOKOLÜ İMZALANDI
- PEGASUS'TAN MAYIS KAMPANYASI
- DEVLET BAKANI TÜZMEN, TAHRAN'DA
- SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANINA TERMİNAL İŞLETME RUHSATI
- BİNEK OTOMOBİL SATIŞLARINDA ARTIŞ
- BITDEFENDER, EDUNET TRUVA ATI YAYILIMINI YAKALADI
- GÖNÜL: YERLİ İHTİYACIMIZI KARŞILAMADA YÜZDE 47 SEVİYESİNEYİZ
- İSKANDİNAV ÜLKELERİNDEN 140 BİN TURİST BEKLENİYOR
- KAPALIÇARŞI'DA DOLAR 1,2610 YTL
- AKÇAKMAK: İŞ KAZALARI KADER DEĞİLDİR
- BORSA GÜNLÜK BAZDA YÜZDE 1,29 DEĞER YİTİRDİ
- PETROL FİYATLARI 200 DOLARI GÖREBİLİR
- NEW YORK BORSASI DÜŞÜŞLE AÇILDI
- FANNIE MAE, 1.ÇEYREKTE 2,2 MİLYAR DOLAR ZARAR ETTİ
- TCMB'NİN BANKA KREDİLERİ EĞİLİM ANKETİ
- KIRGIZİSTAN HÜKÜMETİNDEN FİYAT ARTIŞI UYARISI
- BORSA 2. SEANSIN İLK YARISINDA 303,23 PUAN DÜŞTÜ
- AB'DEN 116,7 MİLYAR AVROLUK BÜTÇE ÖNERİSİ
- İNŞAAT DEMİR FİYATLARINDAKİ HIZLI YÜKSELİŞ
- BORSA 2. SEANSA 43.201,30 PUANDAN BAŞLADI
- UKRAYNA'DAN İTHAL EDİLEN AYÇİÇEK YAĞI TEMİZ
- ENERJİ KİT'LERİNDE OTOMATİK FİYATLANDIRMA DÖNEMİ
- ŞİMŞEK: 2008'DE BÜYÜME % 4,5 OLUR
- VODAFONE, IPHONE SATACAK
İş kazalarının maliyeti yılda 4 milyar YTL
6 Mayıs, 2008 11:12:00 (TSİ) |
|
Türkiye'de, iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin yılda 4 milyar YTL olduğunun tahmin edildiği açıklandı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası'nın (MMO) "İş Sağlığı ve Güvenliği Raporu" açıklandı.
Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliğine gereken önemin verilmediği, yasa, yönetmelik ve uygulamalarda yetersiz kalındığı öne sürülen raporda, iş kazalarına ilişkin veriler, meslek hastalıkları ve iş kazaları, iş güvenliği konuları irdelendi.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) rakamlarına göre dünyada, her yıl 270 milyon iş kazasının gerçekleştiği, her yıl yaklaşık 2 milyon 200 bin insanın iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi.
Her gün yaklaşık 6 bin kişinin iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle öldüğü belirtilen raporda, "Yıllık toplamda 350 bin kişi iş kazası, 1 milyon 700 bin kişi ise meslek hastalıklarından dolayı yaşamını yitirmektedir" denildi.
Türkiye'de durum
2007 yılı ve 2008 yılının ilk aylarının Türkiye'de iş kazalarının yoğun olarak konuşulduğu bir dönem olduğu ifade edilen raporda, "Türkiye sanayisi ve çalışma yaşamı iş kazaları, ölüm ve yaralanmada rekorlara koşma yolundadır" görüşü dile getirildi.
Türkiye'de iş sağlığı ile ilgili yasal düzenlemelere göre 50'den az sayıda işçinin bulunduğu işyerlerinde sağlık birimi oluşturulmasının zorunlu olmadığı belirtilen raporda, şöyle denildi:
"En yüksek iş kazası oranı, toplam işyeri sayısının yüzde 98'ini oluşturan ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu (İSGK), işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, işyeri hemşiresi veya sağlık memuru bulundurma gibi zorunlulukların bulunmadığı KOBİ'lerde görülmektedir."
"İşyerlerinin yüzde 5'e yakını denetlenebiliyor"
Çalışma yaşamında esnek istihdam ve esnek üretimin yaygınlaşması ile çalışma saatlerinin arttığı, bu durumun iş kazalarında önemli rolü bulunduğu belirtilen raporda, "yetersiz olan müfettiş kadroları ile ülkedeki tüm işyerlerinin her yıl ancak yüzde 5'e yakınının denetlenebildiği" vurgulandı.
Raporda yer alan Türkiye'deki iş kazalarına ilişkin verilerden bazıları şöyle:
"İş ve meslek hastalıkları sonucu ölüm sayısı 1997'de bin 473 iken 2003'e kadar göreli düşüş göstermiş, 2004'ten itibaren artışa geçerek 2006'da bin 601'e ulaşmıştır.
SSK istatistiklerine göre, 2006 yılında gerçekleşen 79 bin 27 iş kazasında bin 601 çalışan insanımız yaşamını yitirmiş, 2 bin 267 kişi sürekli iş göremez (sakat) duruma düşmüş, 574 kişi meslek hastalığına yakalanmıştır.
İş kazasının en yüksek olduğu saat, çalışma diliminin ilk saatleridir. İş başı yapıp ilk bir ay içerisinde meydana gelen kazaların toplam kazaya oranı yüzde 9.
En fazla kaza yaşanan sektör 10 bin 283 iş kazası ile toplam iş kazalarının yüzde 14'ünü oluşturan 'metalden eşya imalatı'. İkinci sırada 6 bin 483 iş kazası ile toplam kazaların yüzde 9'unu oluşturan inşaat sektörü, üçüncü sırada 6 bin 11 iş kazası ile toplam kazaların yüzde 8.5'ini oluşturan kömür madenciliği geliyor.
En fazla ölüm yaşanan sektörler arasında 290 kişi (yüzde 25) ile inşaat sektörü birinci sırada, 163 kişi (yüzde 10) ile nakliyat ikinci sırada. Ancak ilginç olan 'bilinmeyen' kategorisinin yüzde 32 ile asıl birinci olmasıdır."
Her 5 saatte bir 1 çalışan hayatını kaybediyor
Raporda, her 6 dakikada bir iş kazası meydana geldiği her 5 saatte 1 çalışanın (her gün en az 4 çalışan) hayatını kaybettiği, her 4 saatte 1 çalışanın sürekli iş göremez şekilde sakat kaldığı kaydedildi.
En fazla iş kazası yaşanan illerin sırasıyla 9 bin 697 iş kazası ile İstanbul, 9 bin 258 iş kazası ile İzmir, 7 bin 440 iş kazası ile Bursa olduğu belirtildi.
Zonguldak'ın iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölümlerde 22 kişi ile 14'üncü sırada, toplam iş kazası sayısında 2 bin 988 kaza ile 7'nci sırada yer aldığı vurgulandı.
Kadınların en fazla iş kazası geçirdikleri sektörlerde 835 iş kazası ile dokuma sanayinin birinci, 493 iş kazası ile giyecek ve hazır dokuma eşya sanayinin ikinci, 335 iş kazası ile gıda sanayinin üçüncü sırada olduğu kaydedildi.
Raporda, "meslek hastalıklarının gerçeğinden çok az göründüğü, Türkiye'de henüz meslek hastalıkları konusunda yaygın bir çalışma olmadığı" ifade edildi.
Sanayileşmiş ülkelerde iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin, bu ülkelerin GSMH'nın yüzde 1'i ile yüzde 3'ü arasında değiştiğinin tahmin edildiği belirtilen raporda, "Bu açıdan Türkiye'de en iyimser rakamla, iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin yılda 4 milyar YTL olduğu tahmin edilmektedir" denildi.
Çözüm önerileri
Rapordaki çözüm önerilerinden bazıları ise şöyle:
"4857 sayılı İş Yasası tamamen işverenlerin çıkarları doğrultusunda şekillendirilmiştir. Bütün tarafların katılımı ile demokratik bir yasa çıkarılmalı.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Taslağı, TMMOB, TTB, TBB, sendikalar ve üniversitelerin görüşleri alınarak yeniden düzenlenmeli. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasa, tüzük ve yönetmelikler uluslararası sözleşme, standart ve normlar dikkate alarak yenilenmeli ve hayata geçirilmeli.
Başta KOBİ'ler olmak üzere, 50'den daha az işçi çalıştıran işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları'nın kurulması yasalarla güvence altına alınmalı. İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri bütün işyerlerini ve tüm çalışanları kapsamalı.
İş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilebilmesi için işyerlerinde 'önce insan, önce sağlık, önce iş güvenliği' anlayışı yerleştirilmeli, iş sağlığı ve güvenliği eğitimine önem verilmeli, eğitim almamış çalışana işbaşı yaptırılmamalı.
Üretim sürecinde kullanılan ekipmanlar ve kişisel koruyucular, ilgili standart ve mevzuata uygun olarak üretilmeli. Tüm çalışanlar insana yakışır 'norm ve standartta' bir sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmalı.
Sigortasız ve sendikasız çalıştırma önlenmeli, kayıtdışı ekonomi kayıt altına alınmalı. Ucuz işgücü olarak görülen kadın işçilik üzerindeki tüm olumsuz uygulamalar kaldırılmalı, ürkütücü boyutlara ulaşan çocuk emeği sömürüsü
ortadan kaldırılmalı.
İş kazası araştırmaları gerçekçi ve güvenilir olmalı. İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunumu için belirli işçi sayısı aranmamalı."
"Petrol fiyatları 200 doları görebilir"
6 Mayıs, 2008 16:43:35 (TSİ) |
|
Goldman Sachs'a göre, petrol fiyatları gelecek iki yılda, petrol arzının yeteri kadar artmaması nedeniyle 200 dolara kadar yükselebilir.
İki yıl önce petrol fiyatlarında üç haneli rakamları ilk kez telaffuz eden kuruluşlardan olan Goldman Sachs, piyasanın, fiyatlarda "süper artış" dönüm noktasına yaklaştığına inandığını açıkladı.
Banka, gelecek 6 ila 24 ayda petrolün varil fiyatının 150-200 dolara çıkması olasılığının arttığını bildirdi.
"Süper artış" teorisine göre, petrol arzının yeteri kadar artmaması, petrol fiyatlarında dramatik ve sürekli bir artışa yol açacak ve bu da en sonunda petrol talebinde keskin bir düzeltmeyle sonuçlanacak.
Petrol 120 doların altında
Uluslararası piyasalarda ABD ham petrolünün varil fiyatı bugün 120.93 dolara çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı.
Petrolün fiyatı daha sonra 119.63 dolardan işlem görmeye başladı. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 118.29 dolar oldu.
Petrole olan güçlü talep ve ABD dolarının değerinin düşük olması geçen yılın başında 50 doların altında bulunan ham petrol fiyatlarının yükselmesinde önemli rol oynadı.
Uluslararası Enerji Ajansı'na göre (IEA), enflasyona ayarlandığında petrol fiyatları, 1979 yılındaki İran İslam Devrimi'nden bir yıl sonra Nisan 1980'de 101.70 dolarla zirve yapmıştı.
Petrol fiyatları neden artıyor?
Petrol fiyatlarının yükselmesinde şu etkenler rol oynuyor:
ABD dolarının diğer önemli para birimleri karşısında değerinin düşmesi, dolar varlıklarını nispeten ucuz olarak gören yatırımcıları petrol gibi diğer emtia alımlarına yönlendirdi.
Doların değerinin düşmesi Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) gelirlerinin satın alma gücünü düşürdü ve dolar kullanmayan bazı tüketicilerin satın alma gücünü artırdı.
OPEC petrol bakanları her ne kadar petrol fiyatları rekor seviyelerde yükselse bile, enflasyon ve doların bunun etkisini yumuşattığını söylüyor.
Bazı uzmanlar yatırımcıların petrolü zayıf dolara karşı korunma amaçlı olarak kullandığını belirtiyor.
ABD Merkez Bankası'nın (FED) geçen yıl ağustos ayının ortasından itibaren faiz oranlarını düşürmesi ve kredi krizinin etkilerini hafifletmek için merkez bankalarının mali piyasalara milyarlarca dolar pompalaması, petrol ve altın fiyatlarını artırdı.
Emeklilik ve hedge fonlardaki yatırımların petrol dahil diğer emtiaya yönelmesi petrol fiyatlarını yükseltti.
Petrolde daha önce fiyatlar arza ilişkin kaygılar yüzünden artarken, şu anda fiyatların yükselmesinde dünyanın en fazla petrol tüketen ülkeleri ABD ve Çin'in petrole olan talebinin büyük etkisi bulunuyor.
Küresel petrol talebi artış eğilimini sürdürürken, yüksek fiyatların şimdiye kadar ekonomik büyüme üzerinde sınırlı etkisi oldu.
Dünya petrolünün üçte birinden fazlasını üreten OPEC'in, fiyatların düşmesini engellemek için 2006 yılının sonunda petrol üretimini azaltmaya başlaması da fiyatların yüksek seyretmesinde rol oynadı.
Geçen yıl aralık ayındaki toplantıda günlük üretim kapasitesini değiştirmeme kararı alan OPEC, tüketici ülkelerin daha fazla petrol üretmesi çağrılarına rağmen, piyasadaki petrol arzının yeterli olduğunu ifade ediyor.
OPEC'in 9 Eylül'de toplanması bekleniyor.
Dünyanın sekizinci büyük petrol üreticisi Nijerya'dan petrol arzı, petrol endüstrisine yönelik saldırılar nedeniyle Şubat 2006'dan bu yana kesintiye uğruyor. Petrol şirketlerine göre, saldırılar ve sabotaj nedeniyle Nijerya'nın günlük 564 bin varil petrol üretimi durdu.
Dünyanın dördüncü büyük ihracatçısı İran'ın, nükleer programı nedeniyle batılı ülkelerle yaşadığı gerginlik, petrol tüketicilerinin İran'ın petrol arzına ilişkin kaygılarını artırıyor.
Irak'ın yıllardır ambargo, savaşın ardından bitmek bilmeyen çatışmalar ve yeterli yatırım olmaması nedeniyle petrol endüstrisinden tam verim alamaması da fiyatların artmasında etkili oluyor.