| "ENFLASYON RAKAMLARI ENDİŞE VERİCİ" |
|
 İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, enflasyonla ilgili son rakamların endişe verici olduğunu belirterek, iş dünyası olarak ekonomik gelişmeleri kaygıyla izlediklerini bildirdi.
Yalçındağ, ''Avrupa Birliği Üyeliği Yolunda Türkiye'nin Tanıtımı: TÜSİAD Örneği'' başlıklı raporun tanıtım toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ekonomideki son gelişmelere ilişkin soru üzerine Yalçındağ, ''son enflasyonla ilgili rakamlar endişe verici. İş dünyası olarak ekonomik gelişmeleri kaygıyla izlemekteyiz'' dedi.
Yalçındağ, amaçlarının hiç bir şekilde ''felaket tellallığı yapmak ve karamsar tablo çizmek'' olmadığını söyledi.
TÜSİAD Başkanı olarak ekonomik daralmaya ve ekonominin istenildiği gidişatta gitmediğine yönelik uyarmak ve vurgu yapmanın iş dünyası ve TÜSİAD olarak görevleri olduğunu ifade etti.
Yalçındağ, "Maalesef bugün itibariyle kaygıyla izliyoruz, iç pazarda daralma var, işsizliğe çare bulunamıyor, enflasyondaki bu gidişat bizi ürkütüyor, büyüme daralıyor" dedi.
Tüm dünyada gıda ve enerji fiyatlarındaki artışın önemli olduğuna değinen Yalçındağ, ancak bunun dışında enflasyonun bir artış eğilimi gösterdiğini ve bunun endişe verici olduğunu ifade etti.
|
 |
 FENERBAHÇE, 16,1 MİLYON YTL YAYIN GELİRİ ELDE ETTİ |
Fenerbahçe Sportif Hizmetler Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin 16,1 milyon YTL yayın geliri elde ettiği bildirildi.
05.03.2008 - 23:02:00  |
|
| ARLIK: ENFLASYONDA İSTİKRAR BEKLİYORUZ |
Rumelili Sanayici İşadamları ve Yöneticileri Derneği (RUMELİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, enflasyonda istikrar beklediklerini bildirdi.
05.03.2008 - 19:21:00 |
|
| ZORLU: ENERJİ GÜCÜ TAM KULLANILAMIYOR |
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Türkiye'nin sahip olduğu enerji gücünün tam kapasite ile kullanılamadığını, özelleştirmelerin ardından tesislerden çok daha verim alınacağını söyledi.
05.03.2008 - 18:51:00 |
|
Çin, enflasyon için güçlü önlemler alacak
| 5 Mart, 2008 11:25:00 (TSİ) |
|
Çin Başbakanı Wen Jiabao, milletvekillerine yaptığı açıklamada, enflasyonla mücadeleyi pekiştirmek için güçlü önlemler alınacağını ve birinci önceliğin enflasyon olacağını söyledi.
Jiabao, yıllık enflasyonu yüzde 4.8 oranında tutmayı hedeflediklerini de ifade etti.
Çin'de ocak ayı itibarıyla yıllık enflasyon, son 11 yılın en yüksek düzeyi olan yüzde 7.1 oranına
yükseldi.
Çin'in döviz rezervi 1.6 trilyon dolar
Bu arada, ekonomik verilere göre, Çin'in döviz rezervleri, ocak ayında, 61.6 milyar dolarlık artışla 1 trilyon 589.8 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Çin'in, geçen yılki döviz rezervleri 1 trilyon 528.2 milyar dolar olmuştu.
DB: "Büyüme geçen yılın altında kalır"
| 5 Mart, 2008 11:47:00 (TSİ) |
|
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, global etkilerin daha olumsuz olması nedeniyle Türkiye ekonomisinde büyümenin bu yıl geçen yılın altında kalacak gibi göründüğünü söyledi.
Zachau, 51 milyar dolarlık net döviz cinsi borcu nedeniyle özel sektörün ciddi kur riski taşıdığına işaret etti.
Zachau ayrıca Dünya Bankası'nın 2008-2011 döneminde sağlayacağı
6.2 milyar dolarlık kredinin önemli bir bölümünün enerji ve işgücü piyasası reformlarında
"Enflasyonla ilgili rakamlar endişe verici"
| 5 Mart, 2008 11:59:00 (TSİ) |
|
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, enflasyonla ilgili son rakamların endişe verici olduğunu belirterek, iş dünyası olarak ekonomik gelişmeleri kaygıyla izlediklerini söyledi.
Yalçındağ, "Avrupa Birliği Üyeliği Yolunda Türkiye'nin Tanıtımı: TÜSİAD Örneği" başlıklı raporun tanıtım toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ekonomideki son gelişmelere ilişkin soru üzerine Yalçındağ, "Son enflasyonla ilgili rakamlar endişe verici. İş dünyası olarak ekonomik gelişmeleri kaygıyla izlemekteyiz" dedi.
Yalçındağ, amaçlarının hiçbir şekilde "felaket tellallığı yapmak ve karamsar tablo çizmek" olmadığını söyledi.
TÜSİAD Başkanı olarak ekonomik daralmaya ve ekonominin istenildiği gidişatta gitmediğine yönelik uyarmak ve vurgu yapmanın iş dünyası ve TÜSİAD olarak görevleri olduğunu ifade etti.
Tüm dünyada gıda ve enerji fiyatlarındaki artışın önemli olduğuna değinen Yalçındağ, ancak bunun dışında enflasyonun bir artış eğilimi gösterdiğini ve bunun endişe verici olduğunu ifade etti.
2001-2006'da çok başarılı ekonomik performans sergilendiğini, mali dengeler, bütçe açığı, enflasyon hedeflemesi ve büyümede çok iyi bir beş yıl yaşandığını vurgulayan Yalçındağ, ancak 2007'de zaten göstergelerin bozulmaya başladığını, 2006'da bütçe açığının GSMH'ye oranının 30 yılki en düşük noktası olan yüzde 0.8 iken 2007'de bunun 2.5 olduğunu kaydetti.
Yalçındağ, "Dedik ki iki seçimli bir yıldı, zor bir yıldı ama bu yıla girerken dünya ekonomisinde de bir dalgalanma yaşandı. Onun için yılın başında dedik ki '2008 zorlu bir yıl olacak. Ekonomiyi mutlaka gündemin birinci maddesi yapmalıyız.' Tabii Türkiye bir kaç gündemi paralelinde yönetebilecek bir ülke ama eğer burada çok başarılı olamıyorsak o zaman önceliklerimizi belirlemek durumundayız" diye konuştu.
Dünyadaki finansal dalgalanmanın dünyadaki reel büyümeyi de olumsuz etkileyeceğinin altını çizen Yalçındağ, Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı Euro Bölgesi'nde de büyümede hem daralma olduğunu hem de enflasyonun yükseldiğini anlattı.
Dolayısıyla tüm dünyanın hem büyüme oranlarını yakalamada hem de enflasyonist baskılara dayanmada bir sıkıntı çektiğine işaret eden Yalçındağ, bu açıdan para ve maliye politikalarını çok büyük bir beceriyle işletmenin son derece büyük önem taşıdığını söyledi.
"ENFLASYONLA MÜCADELE İTİNA GEREKTİRMEKTE"
"Enflasyonda gidişat bizi ürkütüyor"
Arzuhan Doğan Yalçındağ konuşmasına şöyle devam etti:
"Onun için uzun süredir söylediğimiz ve 2007'de yapamadığımız yapısal reformları bir an önce yapmalı ve 2008 yılında ekonomi beklenti yönetimini de büyük bir maharetle yapmalıyız ki 2009'u da içine alan yüksek büyüme hızlarını yeniden yakalayalım.
Maalesef bugün itibarıyla kaygıyla izliyoruz, iç pazarda daralma var, işsizliğe çare bulunamıyor, arttı, 90 bin işsizlik arttı. Enflasyondaki bu gidişat bizi ürkütüyor, büyüme daralıyor, enflasyona daha dikkatlice eğilmemiz lazım.
Ben bir karamsar tablo çizerek felaket tellallığı yapmak istemiyorum ama bu sene yüzde 5 büyüme yüzde 4 enflasyon oranı tutturmaya gayret edeceğimiz zor hedefler..."
Türkiye'nin 2009 ve sonrasında yüksek büyüme hızlarını yakalaması gerektiğini yineleyen Yalçındağ, başta işsizlik olmak üzere diğer bir çok sorunun yüzde 4-5 büyüme hedefleriyle kapatılamadığını ifade etti.
TÜSİAD Başkanı, "Bunu yapabilmek de bu işi çok sıkıya almaktır ve biraz endişe ile yaklaşıp rehavet içinde değil... 'Biz çok iyi şeyler başardık onun için iyi gidiyoruz' rehaveti içinde değil, aksine tüm dünyada olan dalgalanmayı ve kötü gidişatı göz önünde bulundurarak daha dikkatli ekonomiye odaklanmalıyız" görüşünü dile getirdi.
Yalçındağ, "Son YİK toplantısında yeni bir ekonomik program gerektiğini ifade etmiştiniz. Arkasından da Ankara'ya gittiniz. Hükümet sizin endişelerinizi paylaşıyor mu? İzlenimleriniz nelerdir?" sorusu üzerine Türkiye'nin 2001 krizinden sonra çok olumlu gelişmeler yaşadığını bunun tersini söylemediklerini ancak 2007'deki dalgalanmaya işaret ederek, bundan sonra eski performansı tutturabilmek için neler yapılması gerektiğini söylediklerini aktardı.
Yalçındağ, Ankara'daki ekonomi toplantısının başarılı geçtiğini, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ile uzun süreli toplantı yaptıklarını, detaylı teknik bazlı bir çalışma gerçekleştirildiğini anlattı.
"Yeni programdan kastımız sanayi stratejisi"
TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, "Yeni bir ekonomik programdan kastımız aslında bir sanayi stratejisi. Buna özel sektör her türlü desteği vermeye hazır. Ancak bunu yapacak olan aslında hükümet. Birlikte el ele de yapabiliriz. Nasıl bir yöntem izleyebileceğimizi konuştuk. Ancak bundan önce beklenti ekonomisini makro ekonomik dengeleri sarsmamalıyız, onu iyi götürmeliyiz. Enflasyon, büyüme hızı, işsizlik... Bunların dikkate alınması gerekiyor" dedi.
Somut beklentilerin ne olduğu sorusu üzerine ise Yalçındağ, öncelikle enflasyon için Merkez Bankası'nın bağımsızlığının her zaman önemli olduğunu, sadece Merkez Bankası'nın değil tüm bağımsız kurumların itibarının son derece önem taşıdığını vurguladı.
Psikoloji yönetiminin de önemli olduğuna işaret eden Yalçındağ, "Biz ekonomiye sahibiz, yapıyoruz, evet acil eylem planı açıklıyoruz' doğru ama orada önemli olan somut tarihlerin olmasıdır. Şu uzun süredir beklenen yapısal reformların bir an önce bitmesi lazım. Bunlar ay meselesidir üç ayda, altı ayda bitebilecek..." görüşlerini aktardı.
TBMM'de bekleyen Türk Ticaret Kanunu'nun Ar-Ge kanununda olduğu gibi hemen çıkarılabileceğini, bahsedilen vergi reformunun hemen yapılabileceğini belirten Yalçındağ, ilerleme kaydedilen kayıtdışı ekonomide de daha somut bir şekilde neler yapılacağının ortaya konması gerektiğini söyledi.
Yalçındağ, şöyle konuştu:
"Enerji yakın gelecekte önümüze ciddi bir sorun olarak çıkacak. Bu liberalizasyonun, özelleştirmelerin bir an önce yapılması lazım. 2020 yılında 100 milyar dolarlık enerji yatırımı gerekecek diye rakam var.
Tüm bunlar için önce 2007'de yoğun gündem nedeniyle yapamadığımız yapısal reformları bir an önce hayata geçirmeliyiz. Ondan sonra da daha fazla istihdam yaratabilmek için yeni bir sanayi stratejisi belirlemeliyiz, onu oturup konuşmalıyız."
"Çağlayan'ın hazırladığı yeni sanayi stratejisinden malumatımız yok"
Arzuhan Doğan Yalçındağ, bir gazetecinin, "Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan da yeni bir sanayi stratejisinden bahsediyor. Ankara'da sizin sanayi stratejiniz ile hükümetin stratejisini tartışma imkanı oldu mu?" sorusuna, "Zafer Çağlayan'ın hazırladığı yeni sanayi stratejisinden malumatımız yok" yanıtını verdi.
Yalçındağ, Türkiye'nin sanayi envanterinin olmasının şart olduğunu ve bunun kaçınılmaz bir önem taşıdığını ifade etti.
Dünyadaki likidite konusu ve körfez bölgesindeki fonların Türkiye'ye çekilmesine ilişkin bir soru üzerine de Yalçındağ, Türkiye'nin dünyadaki finansmandan zaten maksimum düzeyden yararlanmak zorunda olduğunu belirterek, "Finansal piyasalarda daralma olabilir, eski likidite bolluğu olmayabilir, Türkiye'nin de ciddi bir borcu var o borcu döndürmekte maliyeti artabilir. Bu bir tehlike..." diye konuştu.
Petrol fiyatlarındaki artıştan dolayı komşu ülkelerde ciddi bir birikim olduğunu vurgulayan Yalçındağ, ancak maliyeti artırmadan sermayenin buraya gelmesini sağlayabilmenin önemli olduğunu, burada da faizleri optimum noktada tutmanın güç olacağını kaydetti.
TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, "Siz özellikle ekonomiye vurgu yaparken siyasiler farklı şeyler konuşuyor. Onlara yönelik bir çağrınız olacak mı? şeklindeki soruyu, "Burası siyasi örgüt değil. Biz toplumsal sorunlarla ilgileniyoruz. Türkiye birkaç sorunu paralelde tartışabilecek nitelikte bir ülke olmalı aslında. Ama bugün itibarıyla dünya konjonktürü de göz önüne alındığında ekonomi önemli... Son göstergeler, özellikle enflasyondaki yükseliş nedeniyle..." şeklinde yanıtladı.
BOTAŞ: "Petrol ve dolar artışı zam gerektirebilir"
| 5 Mart, 2008 14:03:00 (TSİ) |
|
Petrol ve dolardaki artış yeni bir doğalgaz zammını beraberinde getirebilir. BOTAŞ Genel Müdürü Hüseyin Saltuk Düzyol, ''Petrol ve dövizdeki artış devam ederse fiyat ayarlaması gereği doğabilir'' dedi.
Düzyol, doğalgaz tüketiminin havaların ısınması ile birlikte düşeceğini belirtti ve "Bu noktada yılbaşında yapılan fiyat ayarlaması bir süre daha idare edebilir" dedi.
Ancak karlılıklarını kaybetmemeleri gerektiğini vurgulayan Düzyol, zam konusunda petrol fiyatları ve döviz kurlarının belirleyici olacağını anlattı, fiyat ayarlaması yapmadan önce şartları sonuna kadar zorlamak istediklerini vurguladı.
Doğalgaza en son yeni yılda yüzde 6.5 ile 7.4 arasında zam yapılmıştı.
BOTAŞ Genel Müdürü, hedeflerinin üç yıl içinde Türkiye'nin bütün illerine doğalgaz götürmek olduğunu da açıkladı.
Düzyol 2008 yılında Diyarbakır, Batman, Siirt ve Kilis'in yanı sıra Muğla, Hatay ve Iğdır'a da doğalgaz ulaştırılması için çalışıldığını kaydetti.
Borsa yüzde 1.27 artışla kapandı
| 5 Mart, 2008 14:12:25 (TSİ) |
|
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, günlük bazda yüzde 1,27 artışla kapandı.
İkinci seans:
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal-100 Endeksi, ikinci seansta birinci seansa göre 475,24 puanartarak 43.468,03 puandan kapandı.
İkinci seansta, hisse senetleri ortalama yüzde 1,11 değer kazandı. Endeks ikinci seansa, 100,01 puan artarak 43.092,80 puandan başladı.
Seansın ilk yarısını 43.023,52 puandan geçen endeks, seans içinde endüşük olarak 42.964,36 puana gerilerken, en yüksek olarak 43.503,90 puana çıktı.
Birinci seanstaki 69,76 puanlık artış dikkate alındığında, endeks günlük bazda 545,00 puan arttı. Hisse senetlerinin günlük ortalama değer artışı yüzde 1,27 oldu.
İkinci seans kapanışında, mali endeks 624,09 puan artarak 60.702,89 puana, sanayi endeksi 437,18 puan artarak 35.236,52 puana, hizmetler endeksi 46,32 puan artarak 35.522,78 puana çıktı.
Böylece ilk seansa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 1,04 oranında, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 1,26 oranında, hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 0,15 oranında değer kazandı.
İkinci seansta işlem gören toplam 328 hisse senedinden 173'ü değer kazandı, 87'si değer yitirdi, 68 hisse senedinin fiyatında değişiklik olmadı.
İkinci seansta, 643 milyon 187 bin 667 YTL'lik işlem hacmi kaydedildi. Günlük işlem hacmi, 1 milyar 107 milyon 749 bin 592 YTL olarak hesaplandı.
İkinci seansta, Garanti Bankası, İş Bankası (C), Halkbank, Akbank ve Yapı ve Kredi Bankası en çok işlem gören hisseler oldu.
Kapalıçarşı'da döviz...
İstanbul serbest piyasada kapanış saatlerinde doların satış fiyatı 1.2080 YTL, euro'nun satış fiyatı 1.8380 YTL oldu.
Piyasanın kapanışı itibarıyla Kapalıçarşı'da 1.2060 YTL'den alınan dolar 1.2080 YTL'den satılıyor. 1.8360 YTL'den alınan euro'nun satış fiyatı ise 1.8380 YTL oldu.
Serbest piyasada önceki kapanışta 1.2110 YTL olan dolar güne 1.2160 YTL'den, 1.8400 YTL olan euro ise 1.8460 YTL'den başlamıştı.
Birinci seans:
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, dünkü 2'nci seans kapanışına göre 69,76 puan artarak günün ilk yarısını 42.992,79 puandan tamamladı.
Birinci seansta, hisse senetlerinin ortalama değer artışı yüzde 0,16 oldu.
Dün 42.923,03 puandan kapanan İMKB Ulusal 100 Endeksi, ilk seansa 383,60 puan artarak 43.306,63 puandan başladı.
İlk yarıyı 43.113,93 puandan geçen endeks, en düşük 42.776,24 puana kadar gerilerken, en yüksek 43.398,19 puanı gördü.
Seans sonunda mali endeks 307,76 puan artarak 60.078,80 puana çıkarken, sanayi endeksi 5,19 puan düşerek 34.799,34 puana ve hizmetler endeksi 109,25 puan düşerek 31.476,46 puana geriledi.
Böylece, önceki kapanışa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 0,51 oranında değer kazanırken, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 0,01 ve hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 0,35 oranında değer yitirdi.
Birinci seansta işlem gören toplam 318 hisse senedinden 153'ü değer kazandı, 78'i değer kaybetti, 87 hissenin fiyatında ise değişiklik olmadı.
Birinci seansta 464 milyon 561 bin 925 YTL'lik işlem hacmi oluştu. En çok işlem gören hisse senetleri İş Bankası (C), Garanti Bankası, Petkim, Yapı ve Kredi Bankası ve İhlas Ev Aletleri oldu.
Çin ticaret fazlasında yavaşlama bekliyor
| 5 Mart, 2008 14:13:00 (TSİ) |
|
Çin Ticaret Bakanı Yardımcısı Ma Xiuhong, ABD'de yüksek riskli tutsat (mortgage) kaynaklı kriz nedeniyle talep daralması beklendiğini, Çin'e bunun yansımasının, 2008 yılında ticaret fazlası büyümesinde yavaşlamaya olacağını belirtti.
Ma Xiuhong, ABD'deki kredi krizinin etkilerinin giderek büyümeye başladığını söyledi.
ABD piyasasında talebin daralmasını beklediklerini ifade eden Ma Xiuhong, bunun 2008 yılında Çin'in ihracatını kesinlikle etkileyeceğini kaydetti.
Çin'in ticaret fazlası, 2007 yılında bir önceki yıla göre yüzde 48 artarak rekor kırıp 262 trilyon doları aşmıştı.
YTL, TÜFE'de değer kazandı, ÜFE'de değer kaybetti
| 5 Mart, 2008 14:14:00 (TSİ) |
|
Yeni Türk Lirası (YTL) şubat ayında Üretici Fiyatları Endeksi (TÜFE) bazında değer kazanırken, Tüketici Fiyatları Endeksi (ÜFE) bazında değer kaybetti.
Merkez Bankası (MB) verilerine göre, 1995=100 bazlı reel efektif döviz kuru endeksi, şubat ayında TÜFE bazında 0.6 puan azalarak 191'den 189.4'e geriledi. ÜFE bazında 0.4 puan artarak 159.4'ten 159.8'e yükseldi.
TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru, Merkez Bankası verilerinin yer aldığı 1980 yılından bu yana geçen ay en yüksek seviye olan 191 puana çıkmıştı. ÜFE bazlı reel efektif döviz kurunda ise en son 2007 Aralık ayında 160.1 puanla rekor seviye kaydedilmişti.
Bir başka deyişle, YTL'nin TÜFE bazındaki gerçek değeri 1980 yılından bu yana en yüksek seviyelerinde bulunuyor.
Öte yandan, YTL'nin değeri, şubat ayı itibarıyla bir yılda TÜFE bazında yaklaşık 21.5, ÜFE bazında ise 14.9 arttı.
Endeksteki değişim son bir yılda TÜFE bazlı düşünüldüğünde yüzde 12.8, ÜFE bazlı endekste ise yüzde 10.2'lik artışa işaret ediyor.
"MB'de öz eleştiride bulunmalı"
| 5 Mart, 2008 14:22:00 (TSİ) |
|
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan,''Merkez Bankası'nın da enflasyonun bu seviyede çıkması konusunda, zannediyorum ki bir öz eleştiride bulunması gerekir'' dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Ankara Sanayi Odası (ASO) 1'nci Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ile Milli Prodüktivite Merkezi'nin (MPM)" Verimliliği Artırma Projesi"nin protokol töreni ile ASO 1'nci OSB internet altyapısının açılışına ilişkin toplantısına katıldı.
ASO 1'nci Organize Sanayi Bölgesi toplantı salonunda gerçekleştirilen imza töreni öncesinde, bir konuşma yapan Çağlayan, enflasyon ve Merkez Bankası ile ilgili görüşlerini dile getirdi.
Kendisinden önce konuşan ASO Başkanı Nurettin Özdebir'in konuşmasında, YTL'nin aşırı değerlenmesi konusuna da değindiğini anımsatan Çağlayan, bu konuda söylenecek söz bulunmadığını kaydetti.
Ancak ortada Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunun bulunduğunu hatırlatan Çağlayan, bu bağımsızlığın nerede başlayıp nerede bittiğinin de herkes tarafından bilindiğini söyledi.
Çağlayan, Sanayi Bakanlığı görevine geldiği sırada, Merkez Bankası ile ilgili sözlerinin gazetelerdeki bazı kalemşörler tarafından yanlış anlaşıldığını, oysa kendisinin birçok platformda Merkez Bankası'nın bağımsızlığını savunduğunu kaydetti.
"Rakamlar dikkatle izlenmeli"
Merkez Bankası'nın bağımsızlığına ilişkin sınırların iyi tarif edilmesi gerektiğini belirten Çağlayan,"Merkez Bankası'nın bağımsızlığı Türkiye'nin ekonomik gelişmesinden bağımsızlık anlamına gelmez" dedi.
Zafer Çağlayan, bu gelişmeler üzerine kendisinin de Amerikan Merkez Bankası ile ilgili konuşmayı tercih ettiğini anlattı. Amerikan Merkez Bankası'nın genel ekonomideki gelişmelere, istihdam ile ilgili verilere baktıktan sonra, Para Kurulu'nu toplayıp faiz ile ilgili gerekli tedbirleri aldığını ifade eden Çağlayan, bu çalışmaları da kendisinin takdirle izlediğini bildirdi.
Son açıklanan enflasyon rakamlarının dikkatle izlenmesi gerektiğine işaret eden Çağlayan, "Merkez Bankası fiyat istikrarını korumaktan sorumlu olan kuruluştur. Buyurun bağımsızlık sizin. Ama Merkez Bankası'nın, enflasyonla mücadelede gelmiş olduğumuz noktada, enflasyon konusundaki eleştirilerin hükümete gelmesini de ciddi anlamda haksızlık olarak kabul ediyorum" dedi.
Enflasyon ve ekonomideki bazı konjonktürel gelişmeler konusunda, dünyada çok önemli bir dönemden geçildiğini belirten Çağlayan, kalp grafiği gibi zaman zaman iniş ve çıkışların yaşanabileceğini söyledi.
Çağlayan, "Araba kasisli yolda ilerlerken zaman, zaman o kasise girdiği çıktığı zaman, mutlaka etkileşim içinde olacaktır. Ama şunu ifade edeyim. Bu konuda hükümet olarak enflasyon politikalarından en ufak şekilde taviz verilmeyecektir" diye konuştu.
"Enflasyonla mücadelede kararlıyız"
Enflasyonla mücadelede hükümet olarak kararlı olduklarını, Başbakan da dahil olmak üzere her fırsatta dile getirdiklerini belirten Bakan Çağlayan, "Merkez Bankası'nın da bu konuda, enflasyonun bu seviyeye çıkması konusunda zannediyorum ki bir öz eleştiride bulunması gerekir. Evet doğrudan gıda sektöründeki artış, enerji sektöründeki artış, konut sektöründeki artış da enflasyonun artması noktasında önemli etkendir" dedi.
Çağlayan, "Dünyada da gıda sektöründe artışlar olmuştur. Yaşanan kuraklığın da etkisi var. Enflasyonun tek haneli olarak sürdürülebilir olması ve daha aşağı seviyelere çekilmesi konusunda programımızdan, planımızdan en ufak şekilde taviz vermemiz söz konusu olmadı ve olmayacaktır" diye konuştu.
"Kıdem tazminatını bu dönemde çözmek zorundayız"
Konuşmasında kıdem tazminatı sorununa da değinen Bakan Çağlayan, "Türkiye'de yıllardır tabu olma noktasına gelmiş kayıt dışını teşvik eden, sanayi ve üretimin önünde engel teşkil eden kıdem tazminatı meselesini de bu dönemde çözmek zorundadır ve çözecektir" diye konuştu.
Çağlayan ASO Başkanı Nurettin Özdebir'in dile getirdiği ve eleştirdiği ihracatçılardan "ihracat vergisi" alınması konusuna da değinirken, "sizin üzerinize ilave gelecek hiçbir yükün altına imza atmam. Hiçbir kurum kuruluşun amacı, sebebi ne olursa olsun getireceği hiçbir yükün altına imza atmam" dedi.
Sanayilere yönelik getirilecek hiçbir yüke kesinlikle izin vermeyeceklerini ifade eden Çağlayan, sanayicilerden bu konuda rahat olmalarını isterken, "Ama bir taraftan da dinamik olun. Siz ne söylediğimi anladınız" diye seslendi.
KOSGEB'den yeni teşvik
Zafer Çağlayan, KOSGEB İcra Kurulu'nun mart ayının 13'ünde toplanacağını da belirterek, bu toplantıdan yeni bir karar çıkacağını söyledi.
Çağlayan, yapılacak düzenleme ile özellikle ileri ve orta teknoloji yatırımlarının destekleneceğini belirterek, bunun çok önemli olduğunu bildirdi.
ABD'de verimlilik düştü, işgücü maliyeti arttı
| 5 Mart, 2008 16:34:00 (TSİ) |
|
ABD'de, verimlilik azalırken, işgücü maliyeti yükseldi.
ABD Çalışma Bakanlığı verilerine göre, işçi başına verimlilik, geçen yılın son çeyreğinde, bir önceki çeyreğe göre gerileyerek, yıllık bazda yüzde 1.9 olarak gerçekleşti.
İşgücü maliyeti de, yine yılın son çeyreğinde, bir önceki dönem göre yüzde 2.6 oranında artış gösterdi.
Kalorifer yakıtına 4-6 YKr zam
| 5 Mart, 2008 19:22:00 (TSİ) |
|
''Kalorifer yakıtı'' olarak bilinen Fuel Oil 4'ün kilogram fiyatı 4-6 Yeni Kuruş arttı.
Yeni düzenlemeye göre, Ankara'da kalorifer yakıtının kilogram satış fiyatı BP'de 1,76 YTL'den 1,82 YTL'ye, OPET'te 1,75 YTL'den 1,80 YTL'ye ve Shell'de 1,73 YTL'den 1,77 YTL'ye yükseldi.
Fuel Oil'in kilogram fiyatı İstanbul'un Avrupa yakasında 1,72 ile 1,78 YTL, Anadolu yakasında ise 1,73 ile 1,79 YTL arasında değişiyor.
İzmir'de ise kalorifer yakıtının kilogram satış fiyatı 1,74 YTL ile 1,80 YTL arasında farklılık arz ediyor.
Dağıtım firmalarının belirlediği tavan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve şehirlere göre küçük çaplı değişiklik gösteriyor.
|
|
|
