"DÖVİZE MÜDAHALE EDİLMEMESİ SPEKÜLATÖRLERE YARADI" |
ANKARA - Ankara Ticaret Odası (ATO), döviz kurlarında son 3,5 aydır yaşanan aşırı oynaklıklara Merkez Bankasının müdahale etmemesinin spekülatörlerin hem Türk parası hem de döviz bazında ''süper'' denilebilecek kazançlar elde etmesine yardım ettiğini belirtti.
ATO'dan yapılan yazılı açıklamada, döviz kuru düşük noktaya indiği günlerde dövize, yükseğe çıktığı günlerde ise dövizden Türk parasına geçenlerin, 3,5 aylık dönemde YTL bazında yüzde 43'e, avro bazında yüzde 21'e ve dolar bazında da yüzde 19'a varan oranlarda kazanç elde edebildiği bildirildi.
Açıklamada, Türkiye ekonomisine ve dünya ekonomilerine yönelik artan endişeler, iç politikada yaşanan gerginliklerin Türk parasının değerinde son yılların en yüksek dalgalanmalarının yaşanmasına neden olduğu belirtildi.
Merkez Bankasının, önceki yıllarda birçok defa yaptığının aksine, bu dönemde yaşanan aşırı oynaklıklara müdahalede bulunmadığına dikkat çekilen açıklamada, bu nedenle kurlarda kısa sürelerde yüksek oranlı dalgalanmaların yaşandığı kaydedildi.
ATO Başkanı Sinan Aygün de konuyla ilgili açıklamasında, yıllardır Türk parasının değerlenmesine seyirci kalan Merkez Bankasının, yaşanan aşırı oynaklıklara müdahalede bulunmayarak, spekülatörlerin ekmeğine yağ sürdüğünü ileri sürdü.
Aygün, Türkiye'de döviz piyasasının yeterince derinleşmediğini, bu nedenle büyük oyuncuların spekülasyon yapmasına uygun bir ortam bulunduğunu ifade etti.
Dalgalı döviz kuru sisteminin Merkez Bankasının döviz kurlarındaki aşırı oynaklıklara müdahalede bulunmasına izin verdiğini belirten Aygün, yaşanan yüksek dalgalanmaların ekonomideki istikrarsızlıkları artırdığına dikkati çekti.
|
 |
"SENDİKAL HAREKETİN GELİŞMESİNİ DESTEKLİYORUZ" |
Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, hükümet ve bakanlık olarak, Türkiye'de sendikal hareketin gelişmesini desteklediklerini belirtti. Memur-Sen'in 3. Olağan Genel Kurulu, Karayolları Genel Müdürlüğü Konferans Salonu'nda toplandı.
26.04.2008 - 16:18:00  |
 |
ŞİMŞEK: TÜRKİYE, YOLUNA DEVAM EDİYOR |
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin, istikrar içerisinde yoluna devam ettiğini söyledi. Bakanı Şimşek, dünyanın büyük bir krizden geçtiğini anlatarak, ''Türkiye, yoluna devam ediyor. Bu büyük bir başarıdır. Türkiye bu süreçten geçerken, olabildiğince bu krizden olabildiğince az etkilensin istiyoruz. Reformlar sayesinde Türkiye bu krizlerden daha az etkileniyor'' dedi.
26.04.2008 - 15:03:00  |
 |
BTC HATTINDAKİ İŞLETMELERE FİNANSAL DESTEK |
Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattı güzergahındaki işletmelere kredi ve teminat desteği verilmesi amacıyla BTC Şirketi, Ziraat Bankası ile Kredi Garanti Fonu (KGF) arasında işbirliği anlaşması imzalandı.
26.04.2008 - 14:22:00  |
 |
"Mortgage için istikrar olmalı"
26 Nisan, 2008 12:53:00 (TSİ) |
|
Eski başbakan yardımcılarından, TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdüllatif Şener, mortgage düzeninin uygulanabilmesi, sağlıklı bir şekilde yaygınlaşabilmesi için istikrar, düşük enflasyon ortamı ve faizlerin daha düşük seviyelerde seyrediyor olması gerektiğini belirtti.
Şener, "Ama maalesef son 6 aydır ekonomik göstergelerin tamamında bozulma vardır" dedi.
Şener, Sheraton Otel'inde düzenlenen "Mortgage Brokerlık Sistemi'nin Kuruluş Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, tutsat (mortgage) yasasının eksiksiz olması için dünya deneyimlerinden yararlandıklarını, yasanın, diğer ülkelerde ortaya çıkan olumsuzlukların Türkiye'de yaşanmaması amacıyla uzun çalışmalar ve tartışmalar sonucu oluşturulduğunu söyledi.
Bugün, ikincil mevzuat denilen düzenlemelerin pek çoğunun yapıldığını belirten Şener, "Tüm bunlarla birlikte şu anda Türkiye'de tutsat uygulaması yoktur. Şu anda Türkiye'de var olan düzen konut kredisi düzenidir" dedi.
Şener, yasal düzenlemenin yapıldığını, ikincil piyasalarla ilgili düzenlemelerin de bu yasada bulunduğunu, ikincil mevzuatların önemli bir kısmının hazır olduğunu ifade ederek, "Neden uygulamaya geçmiyor, neden bekleniyor? Herhalde bunun cevabını verecek olan ben de değilim, sayın eski başkanımız da değil. Neden? Çünkü ikimiz de şu anda görevde yokuz" diye konuştu.
ABD'deki tutsat krizi diye adlandırılan ve diğer ülkeler açısından risk oluşturabileceği ifade edilen bir kırılmanın yaşanmış olmasının bazı tereddütleri beraberinde getirmiş olabileceğini, ancak bu bakışın doğru olmadığını belirten Şener, "Daha önemli bir neden var gibi geliyor bana, o da istikrarla ilgilidir. Mortgage düzeninin uygulanabilmesi, sağlıklı bir şekilde yaygınlaşabilmesi için istikrar ortamının olması lazım, düşük enflasyon ortamının olması lazım, faizlerin daha düşük seviyelerde seyrediyor olması lazım" dedi.
Şener, "Ama maalesef son 6 aydır ekonomik göstergelerin tamamında bozulma vardır. Enflasyonda büyük bir bozulma var. Her şeyden önce 2008 yıl sonu enflasyonu, yıllık enflasyon yüzde 4 olarak hedeflenmiştir, ama mart ayında enflasyon patlamıştır. Mart ayı ibrede 3.2 çıkmıştır. Yani yıllık enflasyon hedefine yakın bir aylık enflasyon ortaya çıkmıştır ve tekrar enflasyonun çift rakamlı hale gelebileceğiyle ilgili kaygılar da yaygınlık kazanmıştır" şeklinde konuştu.
"Sermayeyi büyüyen temel faktörlerden biri gayrimenkul"
İstikrar ortamının en önemli göstergesinin büyüme olduğuna işaret eden Şener, 2007'nin 3-4'üncü çeyreğinden itibaren büyüme oranlarının yüzde 4'ün altına düştüğünün görüldüğünü, 2007 yılı büyüme oranının eski serilere göre yüzde 3.5 civarında olduğunu ve bunun da 1960'tan bugüne kadarki yıllık ortalamanın altındaki bir büyümeyi göstermesi nedeniyle istikrarla ilgili soruları, sorunları artırdığını söyledi.
Şener, dünya piyasalarındaki kırılmaların Türkiye'ye nasıl yansıyacağıyla ilgili kaygıların devam ettiğini, cari açığın sürüyor olmasının da bir başka endişe kaynağı olduğunu belirterek, "Genel ekonomik atmosferden dolayı öyle zannediyorum ki tüm mevzuat hazır olduğu halde düğmeye basılıp sistem işletilmiyor" diye konuştu.
Tutsatın tehlikeli bir şey olduğu görüşüne katılmanın mümkün olmadığını ifade eden Şener, bir ülkenin sermaye yaratma kapasitesi yoksa, kullandığı para miktarı, sermaye miktarı düşükse, o ülkenin büyük ülke olma olanağı olmadığını bildirdi.
Şener, "Büyük ülke olmanın yolu büyük sermaye kullanmaktan geçer, sermaye yaratma kapasitesini artırmaktan geçer. Dünyaya baktığımızda, gelişmiş ekonomilere baktığımızda da sermayeyi büyüten temel faktörlerden birinin gayrimenkul olduğunu gördük" dedi.
İkinci temel konunun da kadastro olduğuna işaret eden Şener, Türkiye'nin yıllardır yüzde 10'luk kadastro hacmine ulaşamamış bir ülkeyken, son 4-5 yılda hızlanma meydana geldiğini, bu tamamlandığı ve yasa tüm sistem olarak uygulandığı zaman Türkiye'nin daha farklı olacağını belirtti.
"Sistem çok yönlü"
Tutsat sistemini iyi işletmek kaydıyla ekonominin diğer dengeleriyle birlikte yürürlüğe girmesi, uygulanması, ülke ekonomisine katkı sağlanmasının mutlak suretle gerekli olduğunu vurgulayan Şener, sistemin sadece konut edinmek isteyen insanlara konut sağlayan bir sistem olarak düşünülmemesi gerektiğini, sistemin çok yönlü, çok boyutlu etkileri bulunduğunu anlattı.
Şener, inşaat sektörünün, ekonominin dinamosu olduğunu ifade ederek, "Ekonomideki göstergelerde önemli bozulmalar var, ama inşaat sektöründeki göstergelerde de bozulmalar var. 2007'nin son çeyreğine baktığımız zaman inşaat sektörü büyümemiş. 2008'deki durumun daha da kötü olma ihtimali var. İnşaat sektörü böyleyken ekonominin genel büyüme dengesinin, diğer dinamiklerinin daha iyi olacağını düşünemeyiz" dedi.
Şener, "Türkiye'de ekonomideki tıkanıklığı aşmanın yolu, inşaat sektörünü harekete geçirmektir. Neden? İnşaat sektörü harekete geçtiği zaman zaten Türkiye'de yüzlerce sektörümüz harekete geçiyor" diye konuştu.
İnşaat sektörünün talep oluşturduğu tüm sektörlerin yerli olduğuna işaret eden Şener, "Şu anda görünen kötü görüntülerin de tedavi yeri inşaat sektörüdür, emlakçılık sektörüdür. Ve Türkiye'de büyük ekonomilere özgü, finans sektöründe büyük hareketler meydana getirmenin yolu da inşaat sektörüdür. Bununla ilgili bir başlangıç yaptık biz aslına bakarsanız" dedi.
Eski SPK Başkanı: "Maliyetler belli bir seviyenin altına inmeli"
Eski SPK Başkanı Doç. Dr. Doğan Cansızlar da Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde tutsatın yerleşmesi için maliyetlerin belli bir seviyenin altına inmesi gerektiğini belirtti.
Artık gelişmiş ülkelerde faizler inerken, gelişmekte olan ülkelerde faizlerin yukarıya çıkmaya başladığını ifade eden Cansızlar, tutsatın yaygınlaşması açısından bakıldığında önümüzdeki dönemde maliyetler açısından biraz daha sıkıntı olacağını söyledi.
Cansızlar, tutsat sistemini, modern bir konut finansmanı sistemi olduğu için Türkiye açısından yararlı bulduğunu ve mortgage brokerlığını çok önemsediğini ifade ederek, "Mortgage brokerlığı, bu sistemin gelişmesinde bankacılık kesiminde şu anda yapılmakta olan işlemlerin tamamen bankacılık faaliyeti dışında yapılmasını sağlayan bir meslek grubudur" dedi.
Toplantıda, Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü işbirliği ile İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası ve Mortgage Brokerları ve Danışmanları Derneği önderliğinde düzenlenen ve Karacan Akademi Eğitim Kurumlarında gerçekleştirilen eğitimi başarıyla tamamlayan Türkiye'nin ilk mortgage brokerlarına sertifikaları verildi.
BTC boru hattındaki işletmelere finansal destek
26 Nisan, 2008 14:42:00 (TSİ) |
|
Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattı güzergahındaki işletmelere kredi ve teminat desteği verilmesi amacıyla BTC Şirketi, Ziraat Bankası ile Kredi Garanti Fonu (KGF) arasında işbirliği anlaşması imzalandı.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi sosyal tesislerinde düzenlenen imza törenine, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, KGF Yönetim Kurulu Başkanı Faik Yavuz, BTC Şirketi Türkiye Genel Müdürü Can Suphi katıldı.
Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada, Mayıs ayı itibariyle başlanacak proje ile Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Sivas, Kayseri, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adana'da bulunan KOBİ'lerin, tarımsal işletmelerin ve kooperatiflerin gelişimine katkı sağlamanın hedeflendiğini belirtti.
İşbirliği anlaşması 10 yıl sürecek
Projeden, iyi bir ticari fikri veya yatırım planı olan, işletme sermayesine ihtiyaç duyan ancak banka kredisi için gerekli teminatı bulamayan mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin yararlanacağını bildiren Hisarcıkoğlu, işbirliği anlaşmasının 10 yıl süreceğini bildirdi.
Hisarcıklıoğlu'nun verdiği bilgiye göre, kefalet limitleri mikro işletmeler için 30 bin dolar, küçük işletmeler ve kooperatifler için 60 bin dolar, orta büyüklükteki işletmeler için 100 bin dolar olacak.
Proje için talep edilen kredinin azami yüzde 80'ine varan orada kefalet sağlanacak. Başvurular, Ziraat Bankası şubelerine veya KGF'ye doğrudan yapılacak.
"Basel II, KOBİ'ler için süreci daha da zorlaştıracak"
Hisarcıklıoğlu, KGF ve BTC şirketinin 2'şer milyon dolarlık eş finansmanı ile oluşturulan 4 milyon dolarlık fon, KGF'nin 5 kat kefalet hacmi yaratabilmesi ve Ziraat Bankasının yüzde 20'lik payı ile birlikte proje kapsamındaki işletmeler için yaklaşık 24 milyon dolar tutarında kredi hacmi oluşturulacağını belirtti.
KOBİ'lerin kredi kullanımında karşılaştıkları en önemli sıkıntının teminat ve garanti sağlayamaması olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, özellikle yatırım finansmanı için bankalarca yüksek tutarlı teminat istenmesi nedeniyle işletmelerin ancak kısa vadeli krediler kullanabildiklerini anlattı.
KGF 1994'ten bu yana 171,9 milyon YTL kefalet verdi
KGF'nin KOBİ'lerin teminat sorununu aşmada önemli rol üstlendiğini belirten Hisarcıklıoğlu, Fonun, 1994 yılından bu yana 171,9 milyon YTL'lik kefalet verdiğini bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, KOBİ'lerin gerçek büyüklüklerinin bilançolarına yansımaması nedeniyle teşviklerden ve mali sistemden yeterince pay alamadıklarını ifade ederek, BASEL II'nin uygulamaya başlaması ile birlikte KOBİ'lerin mali araçlara erişiminin daha da zorlaşacağını söyledi.
KOBİ'lerin geleneksel teminatlarının artık bankalarca kabul edilmeyeceğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Yeni durumla birlikte KGF'ye olan talep artacak ve önemi gerek mali piyasalar gerekse KOBİ'ler tarafından daha iyi anlaşılacak. Bu nedenle KGF'nin sermayesini 20 milyon'dan 60 milyon YTL'ye çıkardık" dedi.
BTC Şirketi Türkiye Genel Müdürü Can Suphi şirketin, kurumsal sosyal sorumluluk ilkeleri doğrultusunda, boru hattı güzergahında sosyal ve ekonomik kalkınma ile biyolojik çeşitliliği koruma ve geliştirmeye destek sağladığını kaydederek, 2003 yılından bu yana Toplumsal ve Çevresel Yatırım Programlarına ve Bölgesel Kalkınma Girişimine 26 milyon dolarlık kaynak aktardığını belirtti.
Kredi alan KOBİ'lere teknik destek
Suphi, proje ile kredi alan KOBİ'lerin teknik olarak desteklenmesinin de öngörüldüğünü ifade ederek, yerel ekonominin çeşitlenmesi ve güçlenmesine katkı sağlamanın hedeflendiğini söyledi.
Kredi Garanti Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Faik Yavuz da fonun kuruluşu ve gelişimini anlattı. KGF'nin bankalarca tesis edilen kredi miktarının yüzde 80'ine kadar olan kısmına kefaret verdiğini belirten Yavuz, Fonun 23 banka ve finans kuruluşu ile anlaşması bulunduğunu, 5 banka ile de görüşmelerin devam ettiğini bildirdi.
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar da banka faaliyetlerinde, tarımsal işletmeler ve KOBİ'lerin önemli yer tuttuğunu ifade ederek, "Boru hattının geçtiği tüm il ve ilçelerdeki şubelerimiz, projeden yararlanmak isteyen tarım ve tarım dışı işletmelere gereken kolaylık ve yol göstericiliği yapacak, onların yanında olacak" dedi.
Çağlar, Bankanın yurt genelinde bin 137 şubesi bulunduğunu, bunların 453'ünün, bulunduğu bölgedeki tek banka şubesi olduğunu kaydederek, taşıdıkları sosyal sürumluluğun altını çizdi.